Okul Dönüşü Dolmuş hikayesi
Tam okul çıkışıymış. Bir sonraki duraktan 5-6 çocuk bindi.Ön sıralarda oturuyordum. 12 yaşlarındaki bir çocuk ayakta yanımda durdu ve şoföre “50 kuruş olur mu amca?” dedi. Kıyamadım ve daha çok mahcup olmasın diye “Ben üstünü tamamlarım” dedim, sessizce ve hızlıca.Ben daha üstünü verirken bir durak sonra “Müsait bir yerde ineyim” diye bir ses duydum. O mahcubiyetine üzüldüğüm parasız çocuk, iniyordu.Ben bakakaldım…Şaşkın halimin nedeni elbette verdiğim üç kuruş değildi.
İki adımlık yolda dolmuşa binecek kadar tembelleşen çocuklarımızın ardından baktım, birilerine minnet etmek pahasına da olsa iki durak arasını yürümeyi kendine zahmet gören…Otostop çeken gençler görüyor musunuz siz de yol kenarlarında ya da iki kat çıkmak için bile asansör kuyruğunda bekleyen…Oturduğu yerden kalkmak istemeyen…SuePalmer, Zehirlenen Çocukluk kitabında, uzun süre oturmaktan ve hareketsizlikten ortaya çıkan insan tipini “koltuk patatesi” olarak isimlendiriyor. Palmer’ın“Koltuk Patatesi” tabiri “Wall E” filminde çok güzel canlandırılmış.
Oturdukları yerden kalkmadan yiyip içen, koşmayan, zıplamayan, yuvarlanmayan, yediklerini eritemeyen, yürümeyen çocuklar…Uçamayan kuşlar gibi.Sanırım biraz da bizim rahatımızın kurbanı oluyor çocuklar.Dışarıya çıkan çocukların takibi zor geliyor.Sokaklar güvensiz, söylemleri işimize geliyor. Evde yanı başımızda olsun da… Böyle böyle hapsediyoruz çocuklarımızı.Kimi zaman da “dışarıya çık diyorum, çıkmak istemiyor,” diyor anne babalar.Çocuklar suni bir keyfe aşina olmuşlar çünkü en savunmasız halleriyle.