DOLAR 34,2905 0.16%
EURO 37,1914 0.05%
ALTIN 2.998,84-0,42
BITCOIN 23242901,47%
Sakarya
13°

PARÇALI BULUTLU

15:48

İKİNDİ'YE KALAN SÜRE

X
E Harfi İle Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler, Anlamları

E Harfi İle Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler, Anlamları

ABONE OL
23 Mayıs 2024 18:59
E Harfi İle Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler, Anlamları
0

BEĞENDİM

ABONE OL

E Harfi İle Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler, Anlamları

E Harfi İle Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler, Anlamları

E Harfi İle Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

  • ebat: boyutlar.
  • ebedi: sonsuz, sonrasız, ölümsüz, bengi,
  • ebediyen: ilelebet, sonsuza dek.
  • ebediyet: sonsuzluk,
  • ebemkuşağı (ebekuşağı) : gökkuşağı, yağmurkuşağı.
  • ebeveyn: ana baba.
  • ebleh: budala, alık.
  • ebr: bulut.
  • ecdat: atalar, dedeler,
  • ecnebi: yabancı, el, ağyar,
  • eda: tavır, davranış,
  • edalı: çalımlı, nazlı, civelek,oynak,
  • edebiyat: yazın,
  • edep: terbiye, incelik, zarafet, ertem.
  • edepsiz: şirret, terbiyesiz, sıkılmaz,
  • edevat: aletler,
  • edinmek: sağlamak, sahip olmak, kazanmak,
  • edip: yazar.
  • efe: 1. zeybek. 2. kabadayı,
  • efendi: terbiyeli, ağırbaşlı, kibar, saygılı,
  • efendilik: usluluk, terbiyelilik, kibarlık, ağırbaşlılık,
  • efkâr: 1. fikirler. 2. tasa.
  • efkârlanmak: üzülmek, tasalanmak,
  • efor: emek, çaba.
  • efsun: büyü.
  • efsunlu: büyülü,
  • egemen: hâkim, hükmeden,
  • egemenlik: hâkimiyet,
  • egoist: bencil,
  • egoistlik: bencillik,
  • egzama: mayasıl,
  • egzersiz: alıştırma,
  • eğiklik: meyil,
  • eğilim: yönelme, temayyül.
  • eğit bilim: pedagoji,
  • eğitici: mürebbi.
  • eğitimci: terbiyeci,
  • eğlenmek: 1. oyalanmak, beklemek. 3. alay etmek. 4 alem yapmak,
  • ehemmiyet: önem.
  • ehil: usta, uzman,
  • ehli: evcil.
  • ehliyet: yeterlik, yetenek, kabiliyet,
  • ehven: ucuz, yeğ, hesaplı,
  • ek: ilâve,
  • ekber: ulu, yüce.
  • eklem: mafsal,
  • eklemek: ilâve etmek, tamamlamak, çoğaltmak, artırmak.
  • ekonomi: 1. iktisat. 2. tutum,
  • ekonomik: hesaplı, kazançlı,
  • eksen: dingil,
  • ekseriya: çokluk,
  • eksik: noksan, az, kusurlu,
  • eksper: uzman, bilirkişi,
  • ekstra: nitelikli, olağandışı, iyi, vasıflı,
  • el: yabancı, ecnebi, elâlem.
  • elbette: şüphesiz, kuşkusuz,
elbise: giysi,
  • elebaşı: başkan,
  • elegeçirmek: tutmak, kazanmak.
  • elem: ağrı, acı, üzüntü,
  • eleman: öğe, unsur,
  • elemek: ayıklamak, ayırmak,
  • eleştiri: tenkit.
  • elifine: tastamam,
  • eli açık: cömert,
  • elim: acıklı.
  • ellemek: dokunmak, değmek,
  • okşamak, eli sıkı: pinti,
  • elverişli: uygun, müsait,
  • elverişsiz: namüsait.
  • elvermek: 1. yetmek. 2. uymak, uygun görmek,
  • emare: belirti, iz, ipucu,
  • emek: çaba, çalışma, ceht.
  • emekçi: işçi.
  • emel: arzu, istek, amaç, gaye,
  • erek, maksat,
  • emin: tehlikesiz, güvenilir,inanılır,
  • emir: buyruk,
  • emniyet: güvenlik, inanma,
  • emretmek: buyurmak,
  • emrivaki: oldubitti,
  • emsal: 1. benzer, eş. 2. yaşıt, eşit, denk.
  • emsalsiz: eşsiz, benzersiz, tek.
  • emtia: mallar,
  • enayi: avanak,
  • encümen: kurul, komisyon,
  • endam: boy, pos.
  • ender: nadir, seyrek, pek az, binde bir.
  • endişe: tasa, kaygı, korku,
  • endüstri: sanayi,
  • enerji: erk, güç.
  • enerjik: hareketli,
  • eneze: cılız, zayıf,
  • enfes: fevkalâde,
  • engebeli: arızalı,
  • engel: mâni, sakıncalı, mahzur.
  • engin: geniş.
  • enikonu: iyice, iyiden iyiye, adamakıllı,
  • enkaz: yıkıntı, döküntü,
  • enli: geniş.
  • enselemek: yakalamak, tutmak,
  • enteresan: ilginç,
  • enternasyonal: uluslararası, beynelmilel,
  • entrika: dalavere, hile, oyun.
  • entrikacı: düzenci,
  • epey: çok, hayli,
  • epik: destansı.
  • er: 1. erkek. 2. asker. 3. yiğit, kahraman. 4. sahip. 5. yetenekli,
  • erbap: usta, ehil, yetkili.
  • erdem: fazilet,
  • erek: gaye.
  • ergin: yetişmiş, olgunlaşmış, reşit.
  • erişkin: olgun, kâmil,
  • erkân: 1. ileri gelenler, üstler, büyükler. 2. kurallar,
  • erken: çabuk.
  • erkin: özerk, serbest, özgür, müstakil,
  • erkli: muktedir, nüfuzlu, iktidarlı, güçlü,
  • ermiş: eren.
  • ertelemek: geciktirmek, tehir,
  • erzak: azık, yiyecek,
  • esaret: 1. tutsaklık, kölelik. 2. boyunduruk,
  • esas: temel, asıl, asal.
  • esasından: temelinden, başından, kökünden.
  • esef: üzüntü.
  • esen: sıhhatli, sağlam, güçlü,
  • esenlik: 1. sağlık. 2. sıhhat. 3. selâmet.
  • eser: 1. yapıt. 2. iz. 3. emare. 4.belirti,
  • esin: ilham,
  • esir: tutsak, köle.
  • esirgemek: 1. korumak. 2.bağışlamak,
  • eskimek: yıpranmak,
  • esrar: sırlar, gizler,
  • esrarlı: gizemli,
  • esvap: elbise, giysi,
  • eş: 1. eşit, benzer, denk, müsavi. 2. zevce. 3. kan. 4. koca. 5. refika. 6. hanım,
  • eşanlamlı: anlamdaş,
  • eşelemek: 1. karıştırmak. 2.kurcalamak,
  • eşitlik: 1. müsavat. 2. muadelet. 3. müsavilik.
  • eşkal: şekil, biçim,
  • eşkiya: şâki.
  • eşme: kaynak, göze.
  • eşsiz: benzersiz, emsalsiz,
  • etki: tesir.
  • etkin: aktif, hareketli,
  • etraflı: ayrıntılı.
  • ev: konut.
  • evcil: ehli.
  • evham: kuruntu.
  • evlât: 1. oğul, kız. 2. soy.
  • evkaf: vakıflar.
  • evliya: ermiş, eren, yatır.
  • evrak: belge.
  • evre: aşama, safha.
  • evren: kainat.
  • evsaf: vasıflar.
  • evvela: önce.
  • evvelki: önceki.
  • eylem: 1. fiil. 2. hareket. 3.aksiyon,
  • ezel: öncesizlik,
  • ezgi: nağme, melodi,
  • ezinç: azap.
  • eziyet: sıkıntı.
  • ezmek: 1. yassıltmak. 2. parçalamak. 3. hırpalamak.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.