C Harfi İle Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler, Anlamları
C Harfi İle Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
- caba: karşılıksız,
- cadaloz: huysuz, çeneli, şirret.
- cafcaf: şatafat, gösteriş,
- cafcaflı: gösterişli, şatafatlı,
- cahil: 1. bilgisiz. 2. tecrübesiz. 3. deneyimsiz,
- cahillik: bilgisizlik,
- caiz: uygun, yerinde, gerekli,
- caize: bahşiş, armağan,
- caka: gösteriş, çalım,
- cambaz: 1. akrobat. 2. kurnaz, hileci,
- cambul cumbul: sulu.
- camekân: vitrin,
- camgöz: köpek balığı, tamahkâr.
- camia: topluluk, cemaat,
- camus: manda,
- can: 1. yaşama. 2. ruh.
- can atmak: istemek, arzulamak,
- canciğer: içten,
- cana yakın: sevimli.
- candan: içtenlikli.
- canhıraş: acı, üzücü, cani: katil.
- canip: yan, yön cihet, doğrultu.
- canlandırmak: diriltmek, gayretlendirmek,
- canlanmak: 1. iyileşmek, kendine gelmek. 2. kıpırdanmak.
- canlı: 1. diri. 2. güçlü, etkili. 3. yaratık,
- canlılık: 1. dirilik. 2. güçlülük, etkinlik,
- can sıkıcı: bunaltıcı, boğucu,
- kasvetli, cansız: 1. ölmüş. 2. güçsüz. 3. hareketsiz. 4. durgun,
- carcar: geveze,
- cari: 1. akan, akar, geçerli, yürür, yürürlükte olan.
- cariye: halayık, köle, esir, hizmetçi,
- casus: ajan.
- cavlak: tüysüz, çıplak, boş, örtüsüz,
- caymak: vazgeçmek, dönmek.
- cazibe: alımlı, çekici, gösterişli, albenili,
- cebir: zor, baskı, zorlama, zorlayış,
- cebren: zorla,
- cedit: yeni.
- cefa: eziyet, sıkıntı, azap, eza.
- cefakâr: cefa eden, cefa çeken.
- cehalet: bilmezlik, bilgisizlik, cahillik,
- cehennem: tamu.
- cehennemlik: günahkâr,
- ceht: çaba, gayret,
- celâdet: yiğitlik, bahadırlık,
- celâl: 1. büyüklük, ululuk. 2.öfke, hiddet,
- celâllenmek: öfkelenmek, büyüklenmek.
- celp: getirtme, celse: oturum, cemaat: topluluk, toplum,
- cemal: güzellik, yÜz güzelliği,
- cemil: güzel
- cemiyet: 1. dernek. 2. topluluk.
- cengâver: savaşçı, cenkçi,
- cenk: savaş, harp.
- cennetlik: cennetmekân, günahsız, iyi.
- centilmen: görgülü, kibar, çelebi,
- cenup: güney,
- cerbezeli: 1. dilli. 2. girgin,
- cereme: zarar,
- cereyan: akım.
- ceride: gazete,
- ceriha: yara.
- cerrah: operatör,
- cesamet: büyüklük, irilik,
- cesaret: yüreklilik, gözüpeklik, bahadırlık, ataklık, atılganlık.
- cesaretlenmek: yüreklenmek, cüretlenmek,
- cesaretli: gözüpek.
- cesim: büyük, iri.
- cesur: yürekli, atılgan, korkusuz, gözüpek.
- cet: ata.
- cevap: yanıt.
- cevdet: iyilik, saflık, kusursuzluk.
- Cevir: cefa, eziyet, üzgü.
- ceza: eziyet,
- cezaevi: hapishane,
- cezbetmek: hayran etmek,
- göz almak, çekmek,
- cezir: çekilme, gitme, inme.
- cılız: zayıf, güçsüz, kuru, sıska, çelimsiz,
- cıvık: sulu, gevşek,
- cıvıtmak: cıvık olmak,
- cibilliyet: yaradılış, maya.
- cici: 1. güzel, iyi. 2. hoş.
- cicili bicili: süslü, bezekli,
- cafcaflı, cidal: 1. uğraşma. 2. savaşma,
- cidden: gerçekten, hakikaten,
- ciddi: 1. ağırbaşlı. 2. şakasız. 3. güvenilir,
- cihan: 1. dünya. 2. evren, 3.âlem.
- cihaz: aygıt,
- cilalamak: parlatmak,
- cilt: 1. deri, ten. 2. kap.
- ciltçi: mücellit.
cilve: naz, eda.
- cimri: hasis, pinti, varyemez,
- cins: çeşit, tür.
- cisim: 1. madde. 2. gövde. 3. beden.
- civanmert: mert yaradılışlı, yiğit,
- civar: yöre, dolay,
- civelek: neşeli, sokulgan, sevimli.
- coşkun: taşkın, ateşli, heyecanlı.
- coşmak: ateşlenmek, heyecanlanmak, hararetlenmek,
- cömert: eli açık.
- cumhur: 1. halk. 2. topluluk.
- Cumhurbaşkanı: Reisicumhur.
- curcuna: gürültü, patırtı, şamata.
- cüce: bodur, bacaksız, bücür,
- cücük: filiz, tomurcuk,
- cüda: ayrı, uzak.
- cümbüş: eğlenti,
- cümle: 1. tümce. 2. sistem. 3. hep.
- cür’et: 1. ataklık. 2. cesaret,
- cürüm: suç.
- cüsseli: iri yan.
- cüz’i: az, azıcık.